Seul - Güney Kore
Öncelikle Güney Kore ye 3 farklı yolla gidilebildiğini belirtmeliyim. THY ve Korea Airlines ın Seoul Incheon a direkt uçuşu var. THY fiyatı daha pahalı olmasına rağmen Kore Havayollarına göre daha geniş koltuk aralığı ve Türk zevklerine uygun ikramları sayesinde tercih edilebilir. Emirates ise Dubai aktarmalı Seul seferi yapıyor, ancak Dubai havaalanında min. 3 saat beklemek gerekli, bu da süreyi çok uzatıyor.
İstanbul dan Seoul e gidiş yaklaşık 10 saat sürüyor, dönüş ise rüzgarların etkisi ile 12 saati buluyor. Bu kadar uzun süre uçakta bulunmakta çok sıkıcı olabiliyor. Uçağınızda LCD ekran ve film seyredimi varsa şanslısınız. Gidiş ve dönüşte uçak yolcularının büyük bir kısmının Türkiye yi ziyaret eden Kore li yaşlılardan oluştuğunu gördüm. Özellikle İstanbul Kore de çok popüler. Bu yüzden her yıl binlerce özellikle yaşlı Koreli İstanbul u ziyaret ediyor. İstanbul dışında Safranbolu, Kapadokya ve Abant Gölünü bile ziyarete gelen Koreliler var.
Güney Kore ye gidişin güzel yanlarından biri Türkler için vize gerekmemesi. Sadece pasaportunuz ile Incheon havaalanından giriş yapabiliyorsunuz. Başlamışken Incheon havaalanından bahsetmeden olmaz, Incheon havaalanı bir ada üzerine kurulmuş, dünyanın en modern ve yeni havaalanlarından biri. Havaalanı oldukça büyük ve farklı terminallere tren ile geçiş yapabiliyorsunuz.
Kore de yaşayacağınız sürprizlerden biri telefonunuz çalışmaması. Özellikle yeni nesil olmayan telefonlar Kore de çalışmıyor. Ben 4 ayrı telefon ile denedim sadece 1 tanesi çalıştı, bu nedenle her seferinde havaalanında telefon kiralamak zorunda kaldım. Telefon kiralama ücretleri çok ucuz bu nedenle rahatlıkla kiralanabiliyor. Havaalanında özellikle KTF satış ofisine gidin Türkiyedeki servis sağlayıcılar ile çalışan telefonları buradan kiralayabilirsiniz.
Bu arada Kore ile aramızda 6 saat fark var, bu 6 saatlik fark özellikle ilk gece ciddi bir jet-lag etjisi yaratıyor. Gece olmasına rağmen uykunuz gelmiyor, yada gündüz saatinde vucudunuz uyumak istiyor. Bu nedenle Kore ye vardığınız ilk gün uykusuz kalabilirsiniz. Saat farkına alışmak bazen bir günden fazla zaman alabiliyor.
Havaalanından Seoul e gidiş yaklaşık 1 saat sürüyor. Özellikle KAL limousinleri ile havaalanından Seoul e uygun fiyatla yolculuk yapabilirsiniz.
Kore nin başkenti Seoul un Kore dilindeki anlamı da “başkent”. Seoul Kore nin en kalabalık şehri. Şehir çevre il ve ilçelerle beraber ülke nufusunun büyük kısmını kapsıyor.
Kore dili bizim diğer Uzakdoğu dilleri gibi bizim için çok farklı bir alfabeye sahip. Korece yi diğer Uzakdoğu dillerinden ayırmanın en kolay yolu Korecenin çoğunlukla yuvarlak şekillere sahip olması. Dünya kupası organizasyonu sırasında yer tabelaları ve birçok restaurant Latin alfabesini de yazmış, bu nedenle adres bulma konusunda sorun yaşamıyorsunuz. İlginç yanı rakamların sadece Latin alfabesinde yazılması, Kore dilinde rakamlarda böyle yazılıyormuş.
Kore de arabaların 3 rengi var, siyah, beyaz veya gri. Bunun dışındaki bir renkte özel bir araba ben hiç görmedim. Özellikle siyah rengin büyük bir ağırlığı var. Koreliler özellikle arabaları konusunda çok milliyetçiler, Avrupa marka arabaların benzerleri Kore de üretilmiş, sokaklarda Kore markası dışında arabaya çok az rastlıyorsunuz.
Kore de ulaşımda metro yu da kullanabilirsiniz. Metro kullanımı oldukça yaygın ve pratik. Kore de taksiyi de duraklardan yada hotelden çağırabilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz nokta özellikle taksilerin renklerine göre fiyatlarının artması. Siyah renkli taksilerin fiyatları diğerlerinden yaklaşık %30 daha pahalı. Kore de trafik akışı Japonya nın tersine bizim gibi. Ancak insanlar yürüyen merdivenlerde iniş ve çıkışlarda sağdan değil soldan geçiyorlar. Bu bana ilginç geldi.
Koreliler genellikle sakin ve utangaçlar. Nadiren göz
temasını sürdürebiliyorlar, insanlarda birbirine oldukça saygılı görünüyor. Trafik kazalarında bile oldukça sakin bir şekilde davranabiliyorlar. Kurallara da son derece bağlılar yol bomboş olsa bile otoyolda hız limitlerine uyuyorlar.
Koreliler diğer Uzakdoğu halklarına göre daha beyaz tenliler. Kendileri özellikle gördükleri Uzakdoğuluları Japon, Çinli yada Koreli olarak yüz şeklinden ayırt edebiliyorlar. Kore özellikle estetik ameliyatların çok yaygın olduğu bir ülke. Koreli kadınlar bakımlarına çok düşkünler. Sokaklarda çok sık estetik ameliyat ve güzellik merkezlerine rastlayabiliyorsunuz. En revaçta olan ameliyat ise çekik gözleri yuvarlatma ameliyatıymış.
Kore de şehirler farklı sloganlarla kendilerini tanıtarak turistleri cezp etmeye çalışıyorlar. Seul e “Soul of Asia” ve Suwon a “Happy Suwon” yazan afiş ve bilboardları her yerde görebiliyorsunuz.
Seul Han Irmağı tarafından ikiye bölünüyor. Han nehri Boğaziçi kadar büyük bir nehir. Nehrin üzerindeki onlarca köprü kuzey ve güney Seoul ü birbirine bağlıyor.
Seul deki ilginç semtlerden biri Itaewon. Itaewon bölgesi Amerikan üssünün bulunduğu bölge. Sokaklarda Amerikan askerlerine sıklıkla rastlayabiliyorsunuz. Itaewon un merkezi Hamilton binası. Bu binada ve çevrede her türlü ürünün sahtesini uygun fiyatlarla bulabiliyorsunuz. Satıcılar pazarlığa açıklar ve hepsi çok iyi İngilizce biliyorlar, yabancı olduğunuzu çok kolay anladıkları için peşinizi pek bırakmıyorlar. İlk söyledikleri fiyatından bazen yarısına ürünleri satın alabiliyorsunuz. Itaewon çevresinde dolaşırken Amerikan askelerine sıklıkla rastlıyorsunuz. Itaewon bölgesinde farklı ülke restaurantlarını (İtalyan, Meksika, Hint ve Tayland) ve eğlencelerini bulabileceğiniz yerler mevcut.
Insa-dong bölgesi ise korumaya alınan daha çok geleneksel el sanatları üzerine satış yapan dükkanların bulunduğu bölge. Insa-dong da Kore ye özgü çok sayıda el sanatı, kukla, resim ve biblolardan seçim yapabilirsiniz. Burada fiyatlar Itaewon a göre biraz daha yüksek ve pazarlık payı %10 civarında. Özellikle yaşlı kadın satıcılar da biraz aksi. Hediyelik eşya alacaksanız öncelikle Itaewon a bakmanızı tavsiye ederim, ancak Insa-dong da çeşit daha fazla. Insa-dong da Maraş dondurması da satılıyor, Korelilerin çok ilgi gösterdiğini görmedim ancak yine de ilginç şovları ile dikkat çekiyor. Türk olduğunuzu söylediğinizde özellikle satıcılar brother diye hitap ediyorlar. Kore savaşının etkisi yada satıcıların doğal motivasyonu olabilir.
Seul de alışveriş için gezilebilecek diğer yerlerden biri Myeondong Sokağı. İstiklal caddesini andıran bir sokak. Genelde gençlerin rağbet gösterdiği lüks mağazalar var. Namdaemun Market ise Seul un Mahmutpaşa sı aslında. Kapalı bir alandan oluşan markette genellikle ikinci el yada çok ucuz ürünler var, ancak işinize yarayacak bir şey bulabileceğinizi pek düşünmeyin. Ben gittiğimde hayal kırıklığına uğradım. Kısa sürede geri dönmek zorunda kaldım.
Gangnam bölgesi Seul un en lüks restaurant ve mağazalarının bulunduğu ve gençlerin vakit geçirdiği ışıl ışıl bir alan. Bölge yeni geliştiği için tamamıyla gökdelenlerle çevrili geniş bir yol ve çevresinden oluşuyor. Son ziyaretimde sokaklarda fotoğraf çekebilen elektronik cihazlar yerleştirilmişti, fotoğrafınızı çekip mail olarak gönderebilen cihazlar hayli ilginçti. Bölgede her türlü Kore, Çin, Japon, Hint ve İtalyan restaurantları mevcut. Gangnam da Ritz Carlton ın arkasında Turka Turk isimli küçük bir Türk restaurantı da var. Gangnam da ana caddeye paralel sokaklarda bar ve eğlence mekanları da mevcut. Bunun dışında eğer Kore yemeğinden sıkıldıysanız her türlü Western style yemeği burada bulabilirsiniz. Bu arada Kore de erkekler özellikle akşam geç saatlere kadar çalıştığı için alışveriş mekanları genelde öğrenciler ve kadınlara ayrılmış gibi görünüyor. Genç kızlar için ise mini etek ve uzun çoraplar neredeyse standart giyim gibi.
Kore de Hırıstiyanlık çok yaygın, özellikle Katolikler sokaklarda tanıtım yapabiliyorlar, ülkede çok sayıda Kilise var. Insa-dong yakınlarında Jogye-sa tapınağını da gezebilirsiniz. Tapınak çok büyük olmasa da resim ve heykelleri ile ilginç. Ayakkabıları çıkararak girilen tapınakta ibadet eden Budistleri rahatsız etmeden fotoğraf çekebiliyorsunuz. Tapınağın yanındaki mağazada ise farklı büyüklükte Buda heykelleri, tütsüleri ve Budizm e ait eşyaları satın alabilirsiniz.
Coex karşısındaki Bong-eunsa tapınağı ise Seul deki tapınakların belki de en büyüğü. Tapınaktaki büyük kaplumbağa resimlerini, Buda nın hayatını tasvir eden resimleri görebilirsiniz. Benim için daha ilginci her yerde ters nazi işareti görmem oldu. Meğer Budizm in sembolu ters nazi işaretiymiş.
Koreliler dışarıda yemek yemeyi seviyorlar, özellikle Gangnam çevresinde sokakta satılan yemeklere rastlıyorsunuz. Kokusu ve görüntüsünden dolayı bizim damak zevkimize çok uygun olmayan bir sürü farklı yiyecekler (özellikle deniz ürünleri ve sosis) var sokak satıcılarında. Denemenizi açıkcası tavsiye etmem. Bunun yanı sıra farklı Kore restaurantlarının özellikle tabelaları ışıl ışıl ve her türlü yemeğin resmini görebiliyorsunuz. Restaurantların önündeki akvaryumda bulunan özellikle mürekkep balıklarını beğenip hemen servis edebiliyorlarmış. Açıkcası Kore mutfağının bazı yemekleri benim için çok tercih edilir gözükmedi. Sokaklarda çok fazla yemek piştiği ve satıldığı için üzerinize koku sinebiliyor.
Korenin milli yemeği Kimchi. Kimchi kırmızı biberli lahana turşusuna benziyor. Kimchi yemek öncesi, yemek sırasında ve yemek sonrası servis edilebiliyor. Kimchi içerisinde küçük balık ve karideslerde bulunuyormuş. Geleneksel yemekleri olduğu için Kimchi nin nasıl yapıldığını gösteren müzeleri bile var Seul de. Alışmadığımız için çok fazla yemenizi tavsiye etmem. Koreliler sarımsak ı da çok fazla tüketiyorlar. Sokaklarda özellikle Itaewon da sarımsak satanlara rastlayabiliyorsunuz.
Kore mutfağında Korean barbekü yü deneyebilirsiniz. Özel restaurantlarda ayakkabıları çıkararak ve oturarak yenilen bir yemek çeşidi bu. Masaya birçok farklı sos ve sebzeden oluşan geleneksel karışımlar geliyor. Özellikle bu restaurantlarda kimchi nin farklı türlerini de tadabilirsiniz. Ardından masanın ortasında bulunan tüplü olacak yakılıyor ve makasla kesilen biftekler bu ocaklarda pişirilerek yeniliyor. Kore bifteği pahalı olduğundan Çin den gelen biftek genellikle kullanılıyor. Yemek sonunda da pilav, noodle yada farklı çorbalar yeniliyor. Kore nin pilavları bizim bildiğimiz taddan biraz farklı buharla pişirilip yağsız olduğu için çubukla kolaylıkla yenilebiliyor. Noodle da Türkiye de yediklerimizden biraz daha farklı. Damak tadımız farklı olduğu için alışamayabilirsiniz.
Kore mutfağı Japon mutfağına göre daha az deniz mutfağı ağırlıkla. Tavuk ve domuz ürünleri ağırlıklı. Her yerde bulabileceğiniz tavuk restaurantlarından farklı soslar ile tavuk yiyebilirsiniz. Türk mutfağına en yakın yemekleri tavuk restaurantları sağlıyor.
Kore de yiyebileceğiniz ilginç şeylerden biri de büyük yengeçler. Rusya dan geldiği söylenen kocaman yengeçler makasla kıra kıra parçalamalarını ardından da özünü yemelerini restaurantlarda görebilirsiniz.
Kore nin geleneksel bitkisi ise ginseng. Ginseng kökünün yararlarını anlatan çok sayıda bilgi var özellikle Itaewon da ve havaalanında. Ginseng Kore kültürü için de önemli bir bitki. Ülkede farklı ginseng türleri var. Çin ginseng i fiyat olarak nispeten ucuz ve sıklıkla bulabiliyorsunuz. Kore ginseng i devlet tarafından belirlenen alanlarda özel olarak yetiştiriliyor. Doğal ginseng dedikleri dağlık alanlarda bulunan ginseng in ise fiyatları çok çok yüksek ve çok sınırlı miktarda bulunabiliyor. Ginseng in yetişmesi için geçmesi gereken sürenin 7 yıl olduğu söyleniyor. Ginseng kullanarak kurabiye, şeker vs farklı farklı ürünlerde üretilmiş, mutlaka bunları alıp denemenizi tavsiye ederim.
Korelilerin milli içecekleri ise Soju dur. Pirincin damıtılması ile yapılan soju yu yaygın olarak yemeklerde tüketirler. Soju nun tadı sakeye benzese daha serttir, dikkat etmek ve diğer içkilerle karıştırmamak daha iyidir. Soju nun takdimi de özellikle iş yemeklerinde üst astın iki eliyle tuttuğu bardağa doldurulur, ast üstün doldurduğu kadehi tek bir seferde içmelidir. Koreliler Koreliler genellikle içkiye çok dayanıklıdır, hatta Ruslarla yarışabildiklerini söylerler.
Başkent Seul de kışın oldukça sert eser, binaların koruduğu alanların dışındaki alanlar ise buz tutar. Haziran da ise yağmurlu bir mevsim var, yaz diye aldanmayın. Nisan aylarında ise Çin den gelen toz yüklü rüzgarlar nefes almayı ve dışarıda gezmeyi zorlaştırır. Korelilerin büyük kısmı da maske ile gezer. Toz rüzgarı olduğu zamanlarda dışarıda fazla gezmemek lazımdır, yoksa boğazında tozlarla kendinizi yatakta bulabilirsiniz.
Kore nin para birimi won. Oteller, havaalanı yada ana caddelerdeki Exchange büfelerinden USD yada Euro ya Won a dönüştürebilirsiniz. Caddelerdeki büfelerde fiyatlar daha uygun.. Bu arada Kore oldukça güvenli bir ülke. Suç oranı çok düşük. Bunda yasaların ve yıllar boyu iktidarda olan tek parti hakimiyetinin önemli bir etkisi var. Gecenin her saatinde rahatlıkla bir çok cadde ve sokakta dolaşabilirsiniz, yada dolaşan insanları görebilirsiniz.
Korede Kim, Lee ve Park soyadları çok yaygın olarak kullanılıyor, halkın neredeyse %40 ı bu soyadlarının birine sahip. Koreliler özellikle ticari ilişkilerinde daha kolay telaffuz edilebilsin diye İngilizce bir isim seçiyorlar. Bu isim genellikle çalışanın üstü tarafından konuluyor ve iş kartına da yazılarak çalışan tarafından benimseniyor.
Başkentte yollar ve caddeler çok geniş olarak dizayn edilmiş olmasına rağmen özellikle akşam iş çıkış saatlerinde çok fazla trafik oluyor, bu saatlere özellikle dikkat edin.
Koreliler uzun yıllar Japon hakimiyeti altında yaşamışlar, özellikle orta yaş ve üzerinde hala Japonlara karşı bir antipati mevcut. Genç kuşaklarda ise ticari ilişkilerin artması ile bu antipati tamamen yok olmuş durumda. Uzakdoğu halklarında genelde farklı ülkelerde de bu antipati var. Mesela Japonların orta yaş ve üstü Kore ve Çinlilere çok fazla sempati duymazlar. Bu arada Kore ye en fazla turist fiyatlar daha uygun olduğu için Japonya dan gelir. Fiyatların uygunluğu sizi aldatmasın elektronik eşya da dahil bir çok üründe fiyatlar ülkemize göre daha pahalı. Seul de fiyatların uygun olduğu yer restaurantlardır. Farklı tadları ülkemize göre çok daha makul fiyatlarla tadabilirsiniz. Küçük ve büyük bir kısmı dağlardan oluşan ülke olduğu için ev fiyatları ise çok yüksek.
Kore nufusu giderek yaşlanıyor, nufus artış oranı neredeyse sıfır. Bu nedenle özellikle eğitim görmüş işçi ve çalışanları çekebilemek hükümet için önemli, göçmenlerin uyum sağlayabilmesi için hükümet özel programlar uyguluyor.
Korelilerin en önemli eğlencelerinden biri de Karaoke barlar. Karaoke barlar birçok yerden farklı olarak odalardan oluşuyor, siz odayı kiralayarak odanın içerisinde Karaoke yapabiliyorsunuz. Koreliler bu eğlenceye çok fazla rağbet gösteriyor. Ben Türkçe parça aradım ama rastlayamadım İngilizce klasik parçaların neredeyse tamamına bu barlarda erişebilirsiniz.
Seul un gezilebilecek yerlerden biri de Namsan parkı. Namsan parkına teleferik ile çıkılıyor. Parkın içerisinde Teddy Bear müzesi var. Müze de onlarca farklı boyutta teddy bear oyuncakları var, ayıcıkları satın da alabiliyorsunuz. Parkın içerisindeki Seul Tower Namsan dağından 260 m yükseklikte, deniz seviyesinden ise 480 m yükseklikte. Asansör ile çıkılan Seul Tower dan Seul u 360 derece görebiliyorsunuz. Ben çıktığımda sis olduğu için açıkcası pek bir şey göremedim. Bu alanda ayni zamanda Seul un dünyanın farklı şehirlerine olan uzaklıkları da belirtilmiş.
Seul den yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Suwon yakınlarındaki Korean Folk Museum u gezmenizi tavsiye ederim. Seul deki National Folk Museum ile karıştırmayın. National Folk Museum kapalı bir müze. Suwon daki ise açık hava müzesi. Bu Açıkhava müzesinde Kore kültürü, geleneksel yaşam tarzını gösteren ev ve sergileri görebilirsiniz. Müzede yer yer yapılan geleneksel Kore dansını izleyebilirsiniz. Kore dansları kadın erkek beraber gerçekleştiriliyor, ben gösteriyi çok beğendim. Müze içerisinde korku tüneli de var, açıkcası çok gerçekci bulmadım. Folk Museum un içerisindeki ülkelerin tanıtım evleri de gezilebilir, bu ülkeler arasında Türkiye de mevcut. Ben gittiğimde kapalı olduğu için gezme şansım olmadı.
Yine Suwon yakınlarında Everland tematik bir eğlence farkı. Eğlence parkının içerisinde büyük bir olay olan Cariebbean Bay varmış, ancak kış gittiğimiz kapalıydı. Tematik park çok büyük farklı aktiviteler mevcut. 77 derece eğime sahip T-Train i mutlaka deneyin. Uçtuğunuzu hissediyorsunuz, 3 dakikalık oyun sırasında gözünüzü bile açamıyorsunuz. 77 derece eğim inanılmaz.. Mutlaka aç karın ile deneyin. . Yine Everland ın içerisinde Amazon macerasında botlarla rafting yapabiliyorsunuz. Islanabileceğiniz için yazın gitmenizi tavsiye ederim. Everland ın ortasında büyük bir çiçek bahçesi ve Hollanda Eski Yunan gibi temaların olduğu ev ve alanlar mevcut.
Everland ın içerisinde Zootopia isimli büyük bir hayvanat bahçesi var. Hayvanat bahçesinde farklı hayvanları görerek fotoğraflarını çekebilirsiniz. Özellikle çocuklar için harika bir eğlence parkı olan Everland da bir gününüzü geçirebilirsiniz.
Seul de gezilebilecek yerlerden biri de saraylar. Kore kralının farklı yerlerde bir çok sarayı var. Saray isimlerinin telaffuzları açıkcası çok zor olduğu için isimlerini unuttum. Kapı önündeki muhafızların gösterisini mutlaka izleyin. Sarayların özellikle çok yeni olması dikkat çekici, açıkcası savaşlarda yıkılan sarayları yeniden yapmış gibiler. Bizim Topkapı Sarayımız ile karşılaştırdığınızda sarayları çok sade gözüküyor. Bir sarayı gezmeniz yeterli diğerlerinde açıkcası çok farklı bir şey yok.
Kore de yapılabilecek en farklı gezilerden biri Kuzey Kore sınırına yapılan gezi. Gezi Paju ve Panmunjeom gezisi olarak adlandırılıyor. Tur öncelikle Filipinli askerler anıtının ziyareti ile başlıyor, ardından birkaç yerde daha durarak özel olarak aranarak sınır bölgesi olarak Panmunjeom a ulaşıyorsunuz. Tam sınır noktasında uzaktan Kuzey Koreli askerleri görebiliyorsunuz, kesinlikle Kuzey Koreli askerleri parmağınız ile işaret etmemeniz ve ani hareket etmemeniz söyleniyor. Dürbün ile turistleri izleyen askerlerin ani hareketlerde ateş açabilecekleri söylendi bize. Ardından barış görüşmelerinin yapıldığı bir odaya geçiyorsunuz, savaş hakkında kısa bilgiler veriliyor ve tam sınırdaki bir ev ziyaretine başlıyorsunuz. Ev tam sınırda barış anlaşmasının yapıldığı yer. Belli aralıklar ile Kuzey Kore ve Güney Koreliler evin sahibi oluyor. Fotoğrafları çektikten sonra sınır boyunca yapılan gezide Kuzey Kore nin çok büyük direğe yerleştirdikleri bayraklarını görebilirsiniz, dönüşte hediyelik eşya mağazasında Kore sınırını koruyan dikenli telleri anı olarak sattıklarını gördüm, dünyada buna sahip olan bilmem kaç kişiden biri olabilirsiniz sloganı iyi bir satış argumanı.
Koreliler için en önemli gezi ve balayı mekanı Jeju adası. Dünyanın cennet yerlerinden biri olduğu söyleniyor. Kore nin en güneyindeki ada ve Seul çok uzak olduğu için gitme şansım olmadı.
Son olarak Kore de konaklama genellikle pahalı, uygun fiyatlı çok fazla otel yok. Özellikle Gangnam çevresinde konaklamak merkeze yakın olmak için önemli. Otellerde düğün yapmak moda olduğu için geleneksel giysileri ile haftasonu koşturan Korelileri görebilirsiniz.
Öncelikle Güney Kore ye 3 farklı yolla gidilebildiğini belirtmeliyim. THY ve Korea Airlines ın Seoul Incheon a direkt uçuşu var. THY fiyatı daha pahalı olmasına rağmen Kore Havayollarına göre daha geniş koltuk aralığı ve Türk zevklerine uygun ikramları sayesinde tercih edilebilir. Emirates ise Dubai aktarmalı Seul seferi yapıyor, ancak Dubai havaalanında min. 3 saat beklemek gerekli, bu da süreyi çok uzatıyor.
İstanbul dan Seoul e gidiş yaklaşık 10 saat sürüyor, dönüş ise rüzgarların etkisi ile 12 saati buluyor. Bu kadar uzun süre uçakta bulunmakta çok sıkıcı olabiliyor. Uçağınızda LCD ekran ve film seyredimi varsa şanslısınız. Gidiş ve dönüşte uçak yolcularının büyük bir kısmının Türkiye yi ziyaret eden Kore li yaşlılardan oluştuğunu gördüm. Özellikle İstanbul Kore de çok popüler. Bu yüzden her yıl binlerce özellikle yaşlı Koreli İstanbul u ziyaret ediyor. İstanbul dışında Safranbolu, Kapadokya ve Abant Gölünü bile ziyarete gelen Koreliler var.
Güney Kore ye gidişin güzel yanlarından biri Türkler için vize gerekmemesi. Sadece pasaportunuz ile Incheon havaalanından giriş yapabiliyorsunuz. Başlamışken Incheon havaalanından bahsetmeden olmaz, Incheon havaalanı bir ada üzerine kurulmuş, dünyanın en modern ve yeni havaalanlarından biri. Havaalanı oldukça büyük ve farklı terminallere tren ile geçiş yapabiliyorsunuz.
Kore de yaşayacağınız sürprizlerden biri telefonunuz çalışmaması. Özellikle yeni nesil olmayan telefonlar Kore de çalışmıyor. Ben 4 ayrı telefon ile denedim sadece 1 tanesi çalıştı, bu nedenle her seferinde havaalanında telefon kiralamak zorunda kaldım. Telefon kiralama ücretleri çok ucuz bu nedenle rahatlıkla kiralanabiliyor. Havaalanında özellikle KTF satış ofisine gidin Türkiyedeki servis sağlayıcılar ile çalışan telefonları buradan kiralayabilirsiniz.
Bu arada Kore ile aramızda 6 saat fark var, bu 6 saatlik fark özellikle ilk gece ciddi bir jet-lag etjisi yaratıyor. Gece olmasına rağmen uykunuz gelmiyor, yada gündüz saatinde vucudunuz uyumak istiyor. Bu nedenle Kore ye vardığınız ilk gün uykusuz kalabilirsiniz. Saat farkına alışmak bazen bir günden fazla zaman alabiliyor.
Havaalanından Seoul e gidiş yaklaşık 1 saat sürüyor. Özellikle KAL limousinleri ile havaalanından Seoul e uygun fiyatla yolculuk yapabilirsiniz.
Kore nin başkenti Seoul un Kore dilindeki anlamı da “başkent”. Seoul Kore nin en kalabalık şehri. Şehir çevre il ve ilçelerle beraber ülke nufusunun büyük kısmını kapsıyor.
Kore dili bizim diğer Uzakdoğu dilleri gibi bizim için çok farklı bir alfabeye sahip. Korece yi diğer Uzakdoğu dillerinden ayırmanın en kolay yolu Korecenin çoğunlukla yuvarlak şekillere sahip olması. Dünya kupası organizasyonu sırasında yer tabelaları ve birçok restaurant Latin alfabesini de yazmış, bu nedenle adres bulma konusunda sorun yaşamıyorsunuz. İlginç yanı rakamların sadece Latin alfabesinde yazılması, Kore dilinde rakamlarda böyle yazılıyormuş.
Kore de arabaların 3 rengi var, siyah, beyaz veya gri. Bunun dışındaki bir renkte özel bir araba ben hiç görmedim. Özellikle siyah rengin büyük bir ağırlığı var. Koreliler özellikle arabaları konusunda çok milliyetçiler, Avrupa marka arabaların benzerleri Kore de üretilmiş, sokaklarda Kore markası dışında arabaya çok az rastlıyorsunuz.
Kore de ulaşımda metro yu da kullanabilirsiniz. Metro kullanımı oldukça yaygın ve pratik. Kore de taksiyi de duraklardan yada hotelden çağırabilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz nokta özellikle taksilerin renklerine göre fiyatlarının artması. Siyah renkli taksilerin fiyatları diğerlerinden yaklaşık %30 daha pahalı. Kore de trafik akışı Japonya nın tersine bizim gibi. Ancak insanlar yürüyen merdivenlerde iniş ve çıkışlarda sağdan değil soldan geçiyorlar. Bu bana ilginç geldi.
Koreliler genellikle sakin ve utangaçlar. Nadiren göz
temasını sürdürebiliyorlar, insanlarda birbirine oldukça saygılı görünüyor. Trafik kazalarında bile oldukça sakin bir şekilde davranabiliyorlar. Kurallara da son derece bağlılar yol bomboş olsa bile otoyolda hız limitlerine uyuyorlar.
Koreliler diğer Uzakdoğu halklarına göre daha beyaz tenliler. Kendileri özellikle gördükleri Uzakdoğuluları Japon, Çinli yada Koreli olarak yüz şeklinden ayırt edebiliyorlar. Kore özellikle estetik ameliyatların çok yaygın olduğu bir ülke. Koreli kadınlar bakımlarına çok düşkünler. Sokaklarda çok sık estetik ameliyat ve güzellik merkezlerine rastlayabiliyorsunuz. En revaçta olan ameliyat ise çekik gözleri yuvarlatma ameliyatıymış.
Kore de şehirler farklı sloganlarla kendilerini tanıtarak turistleri cezp etmeye çalışıyorlar. Seul e “Soul of Asia” ve Suwon a “Happy Suwon” yazan afiş ve bilboardları her yerde görebiliyorsunuz.
Seul Han Irmağı tarafından ikiye bölünüyor. Han nehri Boğaziçi kadar büyük bir nehir. Nehrin üzerindeki onlarca köprü kuzey ve güney Seoul ü birbirine bağlıyor.
Seul deki ilginç semtlerden biri Itaewon. Itaewon bölgesi Amerikan üssünün bulunduğu bölge. Sokaklarda Amerikan askerlerine sıklıkla rastlayabiliyorsunuz. Itaewon un merkezi Hamilton binası. Bu binada ve çevrede her türlü ürünün sahtesini uygun fiyatlarla bulabiliyorsunuz. Satıcılar pazarlığa açıklar ve hepsi çok iyi İngilizce biliyorlar, yabancı olduğunuzu çok kolay anladıkları için peşinizi pek bırakmıyorlar. İlk söyledikleri fiyatından bazen yarısına ürünleri satın alabiliyorsunuz. Itaewon çevresinde dolaşırken Amerikan askelerine sıklıkla rastlıyorsunuz. Itaewon bölgesinde farklı ülke restaurantlarını (İtalyan, Meksika, Hint ve Tayland) ve eğlencelerini bulabileceğiniz yerler mevcut.
Insa-dong bölgesi ise korumaya alınan daha çok geleneksel el sanatları üzerine satış yapan dükkanların bulunduğu bölge. Insa-dong da Kore ye özgü çok sayıda el sanatı, kukla, resim ve biblolardan seçim yapabilirsiniz. Burada fiyatlar Itaewon a göre biraz daha yüksek ve pazarlık payı %10 civarında. Özellikle yaşlı kadın satıcılar da biraz aksi. Hediyelik eşya alacaksanız öncelikle Itaewon a bakmanızı tavsiye ederim, ancak Insa-dong da çeşit daha fazla. Insa-dong da Maraş dondurması da satılıyor, Korelilerin çok ilgi gösterdiğini görmedim ancak yine de ilginç şovları ile dikkat çekiyor. Türk olduğunuzu söylediğinizde özellikle satıcılar brother diye hitap ediyorlar. Kore savaşının etkisi yada satıcıların doğal motivasyonu olabilir.
Seul de alışveriş için gezilebilecek diğer yerlerden biri Myeondong Sokağı. İstiklal caddesini andıran bir sokak. Genelde gençlerin rağbet gösterdiği lüks mağazalar var. Namdaemun Market ise Seul un Mahmutpaşa sı aslında. Kapalı bir alandan oluşan markette genellikle ikinci el yada çok ucuz ürünler var, ancak işinize yarayacak bir şey bulabileceğinizi pek düşünmeyin. Ben gittiğimde hayal kırıklığına uğradım. Kısa sürede geri dönmek zorunda kaldım.
Gangnam bölgesi Seul un en lüks restaurant ve mağazalarının bulunduğu ve gençlerin vakit geçirdiği ışıl ışıl bir alan. Bölge yeni geliştiği için tamamıyla gökdelenlerle çevrili geniş bir yol ve çevresinden oluşuyor. Son ziyaretimde sokaklarda fotoğraf çekebilen elektronik cihazlar yerleştirilmişti, fotoğrafınızı çekip mail olarak gönderebilen cihazlar hayli ilginçti. Bölgede her türlü Kore, Çin, Japon, Hint ve İtalyan restaurantları mevcut. Gangnam da Ritz Carlton ın arkasında Turka Turk isimli küçük bir Türk restaurantı da var. Gangnam da ana caddeye paralel sokaklarda bar ve eğlence mekanları da mevcut. Bunun dışında eğer Kore yemeğinden sıkıldıysanız her türlü Western style yemeği burada bulabilirsiniz. Bu arada Kore de erkekler özellikle akşam geç saatlere kadar çalıştığı için alışveriş mekanları genelde öğrenciler ve kadınlara ayrılmış gibi görünüyor. Genç kızlar için ise mini etek ve uzun çoraplar neredeyse standart giyim gibi.
Kore de Hırıstiyanlık çok yaygın, özellikle Katolikler sokaklarda tanıtım yapabiliyorlar, ülkede çok sayıda Kilise var. Insa-dong yakınlarında Jogye-sa tapınağını da gezebilirsiniz. Tapınak çok büyük olmasa da resim ve heykelleri ile ilginç. Ayakkabıları çıkararak girilen tapınakta ibadet eden Budistleri rahatsız etmeden fotoğraf çekebiliyorsunuz. Tapınağın yanındaki mağazada ise farklı büyüklükte Buda heykelleri, tütsüleri ve Budizm e ait eşyaları satın alabilirsiniz.
Coex karşısındaki Bong-eunsa tapınağı ise Seul deki tapınakların belki de en büyüğü. Tapınaktaki büyük kaplumbağa resimlerini, Buda nın hayatını tasvir eden resimleri görebilirsiniz. Benim için daha ilginci her yerde ters nazi işareti görmem oldu. Meğer Budizm in sembolu ters nazi işaretiymiş.
Koreliler dışarıda yemek yemeyi seviyorlar, özellikle Gangnam çevresinde sokakta satılan yemeklere rastlıyorsunuz. Kokusu ve görüntüsünden dolayı bizim damak zevkimize çok uygun olmayan bir sürü farklı yiyecekler (özellikle deniz ürünleri ve sosis) var sokak satıcılarında. Denemenizi açıkcası tavsiye etmem. Bunun yanı sıra farklı Kore restaurantlarının özellikle tabelaları ışıl ışıl ve her türlü yemeğin resmini görebiliyorsunuz. Restaurantların önündeki akvaryumda bulunan özellikle mürekkep balıklarını beğenip hemen servis edebiliyorlarmış. Açıkcası Kore mutfağının bazı yemekleri benim için çok tercih edilir gözükmedi. Sokaklarda çok fazla yemek piştiği ve satıldığı için üzerinize koku sinebiliyor.
Korenin milli yemeği Kimchi. Kimchi kırmızı biberli lahana turşusuna benziyor. Kimchi yemek öncesi, yemek sırasında ve yemek sonrası servis edilebiliyor. Kimchi içerisinde küçük balık ve karideslerde bulunuyormuş. Geleneksel yemekleri olduğu için Kimchi nin nasıl yapıldığını gösteren müzeleri bile var Seul de. Alışmadığımız için çok fazla yemenizi tavsiye etmem. Koreliler sarımsak ı da çok fazla tüketiyorlar. Sokaklarda özellikle Itaewon da sarımsak satanlara rastlayabiliyorsunuz.
Kore mutfağında Korean barbekü yü deneyebilirsiniz. Özel restaurantlarda ayakkabıları çıkararak ve oturarak yenilen bir yemek çeşidi bu. Masaya birçok farklı sos ve sebzeden oluşan geleneksel karışımlar geliyor. Özellikle bu restaurantlarda kimchi nin farklı türlerini de tadabilirsiniz. Ardından masanın ortasında bulunan tüplü olacak yakılıyor ve makasla kesilen biftekler bu ocaklarda pişirilerek yeniliyor. Kore bifteği pahalı olduğundan Çin den gelen biftek genellikle kullanılıyor. Yemek sonunda da pilav, noodle yada farklı çorbalar yeniliyor. Kore nin pilavları bizim bildiğimiz taddan biraz farklı buharla pişirilip yağsız olduğu için çubukla kolaylıkla yenilebiliyor. Noodle da Türkiye de yediklerimizden biraz daha farklı. Damak tadımız farklı olduğu için alışamayabilirsiniz.
Kore mutfağı Japon mutfağına göre daha az deniz mutfağı ağırlıkla. Tavuk ve domuz ürünleri ağırlıklı. Her yerde bulabileceğiniz tavuk restaurantlarından farklı soslar ile tavuk yiyebilirsiniz. Türk mutfağına en yakın yemekleri tavuk restaurantları sağlıyor.
Kore de yiyebileceğiniz ilginç şeylerden biri de büyük yengeçler. Rusya dan geldiği söylenen kocaman yengeçler makasla kıra kıra parçalamalarını ardından da özünü yemelerini restaurantlarda görebilirsiniz.
Kore nin geleneksel bitkisi ise ginseng. Ginseng kökünün yararlarını anlatan çok sayıda bilgi var özellikle Itaewon da ve havaalanında. Ginseng Kore kültürü için de önemli bir bitki. Ülkede farklı ginseng türleri var. Çin ginseng i fiyat olarak nispeten ucuz ve sıklıkla bulabiliyorsunuz. Kore ginseng i devlet tarafından belirlenen alanlarda özel olarak yetiştiriliyor. Doğal ginseng dedikleri dağlık alanlarda bulunan ginseng in ise fiyatları çok çok yüksek ve çok sınırlı miktarda bulunabiliyor. Ginseng in yetişmesi için geçmesi gereken sürenin 7 yıl olduğu söyleniyor. Ginseng kullanarak kurabiye, şeker vs farklı farklı ürünlerde üretilmiş, mutlaka bunları alıp denemenizi tavsiye ederim.
Korelilerin milli içecekleri ise Soju dur. Pirincin damıtılması ile yapılan soju yu yaygın olarak yemeklerde tüketirler. Soju nun tadı sakeye benzese daha serttir, dikkat etmek ve diğer içkilerle karıştırmamak daha iyidir. Soju nun takdimi de özellikle iş yemeklerinde üst astın iki eliyle tuttuğu bardağa doldurulur, ast üstün doldurduğu kadehi tek bir seferde içmelidir. Koreliler Koreliler genellikle içkiye çok dayanıklıdır, hatta Ruslarla yarışabildiklerini söylerler.
Başkent Seul de kışın oldukça sert eser, binaların koruduğu alanların dışındaki alanlar ise buz tutar. Haziran da ise yağmurlu bir mevsim var, yaz diye aldanmayın. Nisan aylarında ise Çin den gelen toz yüklü rüzgarlar nefes almayı ve dışarıda gezmeyi zorlaştırır. Korelilerin büyük kısmı da maske ile gezer. Toz rüzgarı olduğu zamanlarda dışarıda fazla gezmemek lazımdır, yoksa boğazında tozlarla kendinizi yatakta bulabilirsiniz.
Kore nin para birimi won. Oteller, havaalanı yada ana caddelerdeki Exchange büfelerinden USD yada Euro ya Won a dönüştürebilirsiniz. Caddelerdeki büfelerde fiyatlar daha uygun.. Bu arada Kore oldukça güvenli bir ülke. Suç oranı çok düşük. Bunda yasaların ve yıllar boyu iktidarda olan tek parti hakimiyetinin önemli bir etkisi var. Gecenin her saatinde rahatlıkla bir çok cadde ve sokakta dolaşabilirsiniz, yada dolaşan insanları görebilirsiniz.
Korede Kim, Lee ve Park soyadları çok yaygın olarak kullanılıyor, halkın neredeyse %40 ı bu soyadlarının birine sahip. Koreliler özellikle ticari ilişkilerinde daha kolay telaffuz edilebilsin diye İngilizce bir isim seçiyorlar. Bu isim genellikle çalışanın üstü tarafından konuluyor ve iş kartına da yazılarak çalışan tarafından benimseniyor.
Başkentte yollar ve caddeler çok geniş olarak dizayn edilmiş olmasına rağmen özellikle akşam iş çıkış saatlerinde çok fazla trafik oluyor, bu saatlere özellikle dikkat edin.
Koreliler uzun yıllar Japon hakimiyeti altında yaşamışlar, özellikle orta yaş ve üzerinde hala Japonlara karşı bir antipati mevcut. Genç kuşaklarda ise ticari ilişkilerin artması ile bu antipati tamamen yok olmuş durumda. Uzakdoğu halklarında genelde farklı ülkelerde de bu antipati var. Mesela Japonların orta yaş ve üstü Kore ve Çinlilere çok fazla sempati duymazlar. Bu arada Kore ye en fazla turist fiyatlar daha uygun olduğu için Japonya dan gelir. Fiyatların uygunluğu sizi aldatmasın elektronik eşya da dahil bir çok üründe fiyatlar ülkemize göre daha pahalı. Seul de fiyatların uygun olduğu yer restaurantlardır. Farklı tadları ülkemize göre çok daha makul fiyatlarla tadabilirsiniz. Küçük ve büyük bir kısmı dağlardan oluşan ülke olduğu için ev fiyatları ise çok yüksek.
Kore nufusu giderek yaşlanıyor, nufus artış oranı neredeyse sıfır. Bu nedenle özellikle eğitim görmüş işçi ve çalışanları çekebilemek hükümet için önemli, göçmenlerin uyum sağlayabilmesi için hükümet özel programlar uyguluyor.
Korelilerin en önemli eğlencelerinden biri de Karaoke barlar. Karaoke barlar birçok yerden farklı olarak odalardan oluşuyor, siz odayı kiralayarak odanın içerisinde Karaoke yapabiliyorsunuz. Koreliler bu eğlenceye çok fazla rağbet gösteriyor. Ben Türkçe parça aradım ama rastlayamadım İngilizce klasik parçaların neredeyse tamamına bu barlarda erişebilirsiniz.
Seul un gezilebilecek yerlerden biri de Namsan parkı. Namsan parkına teleferik ile çıkılıyor. Parkın içerisinde Teddy Bear müzesi var. Müze de onlarca farklı boyutta teddy bear oyuncakları var, ayıcıkları satın da alabiliyorsunuz. Parkın içerisindeki Seul Tower Namsan dağından 260 m yükseklikte, deniz seviyesinden ise 480 m yükseklikte. Asansör ile çıkılan Seul Tower dan Seul u 360 derece görebiliyorsunuz. Ben çıktığımda sis olduğu için açıkcası pek bir şey göremedim. Bu alanda ayni zamanda Seul un dünyanın farklı şehirlerine olan uzaklıkları da belirtilmiş.
Seul den yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Suwon yakınlarındaki Korean Folk Museum u gezmenizi tavsiye ederim. Seul deki National Folk Museum ile karıştırmayın. National Folk Museum kapalı bir müze. Suwon daki ise açık hava müzesi. Bu Açıkhava müzesinde Kore kültürü, geleneksel yaşam tarzını gösteren ev ve sergileri görebilirsiniz. Müzede yer yer yapılan geleneksel Kore dansını izleyebilirsiniz. Kore dansları kadın erkek beraber gerçekleştiriliyor, ben gösteriyi çok beğendim. Müze içerisinde korku tüneli de var, açıkcası çok gerçekci bulmadım. Folk Museum un içerisindeki ülkelerin tanıtım evleri de gezilebilir, bu ülkeler arasında Türkiye de mevcut. Ben gittiğimde kapalı olduğu için gezme şansım olmadı.
Yine Suwon yakınlarında Everland tematik bir eğlence farkı. Eğlence parkının içerisinde büyük bir olay olan Cariebbean Bay varmış, ancak kış gittiğimiz kapalıydı. Tematik park çok büyük farklı aktiviteler mevcut. 77 derece eğime sahip T-Train i mutlaka deneyin. Uçtuğunuzu hissediyorsunuz, 3 dakikalık oyun sırasında gözünüzü bile açamıyorsunuz. 77 derece eğim inanılmaz.. Mutlaka aç karın ile deneyin. . Yine Everland ın içerisinde Amazon macerasında botlarla rafting yapabiliyorsunuz. Islanabileceğiniz için yazın gitmenizi tavsiye ederim. Everland ın ortasında büyük bir çiçek bahçesi ve Hollanda Eski Yunan gibi temaların olduğu ev ve alanlar mevcut.
Everland ın içerisinde Zootopia isimli büyük bir hayvanat bahçesi var. Hayvanat bahçesinde farklı hayvanları görerek fotoğraflarını çekebilirsiniz. Özellikle çocuklar için harika bir eğlence parkı olan Everland da bir gününüzü geçirebilirsiniz.
Seul de gezilebilecek yerlerden biri de saraylar. Kore kralının farklı yerlerde bir çok sarayı var. Saray isimlerinin telaffuzları açıkcası çok zor olduğu için isimlerini unuttum. Kapı önündeki muhafızların gösterisini mutlaka izleyin. Sarayların özellikle çok yeni olması dikkat çekici, açıkcası savaşlarda yıkılan sarayları yeniden yapmış gibiler. Bizim Topkapı Sarayımız ile karşılaştırdığınızda sarayları çok sade gözüküyor. Bir sarayı gezmeniz yeterli diğerlerinde açıkcası çok farklı bir şey yok.
Kore de yapılabilecek en farklı gezilerden biri Kuzey Kore sınırına yapılan gezi. Gezi Paju ve Panmunjeom gezisi olarak adlandırılıyor. Tur öncelikle Filipinli askerler anıtının ziyareti ile başlıyor, ardından birkaç yerde daha durarak özel olarak aranarak sınır bölgesi olarak Panmunjeom a ulaşıyorsunuz. Tam sınır noktasında uzaktan Kuzey Koreli askerleri görebiliyorsunuz, kesinlikle Kuzey Koreli askerleri parmağınız ile işaret etmemeniz ve ani hareket etmemeniz söyleniyor. Dürbün ile turistleri izleyen askerlerin ani hareketlerde ateş açabilecekleri söylendi bize. Ardından barış görüşmelerinin yapıldığı bir odaya geçiyorsunuz, savaş hakkında kısa bilgiler veriliyor ve tam sınırdaki bir ev ziyaretine başlıyorsunuz. Ev tam sınırda barış anlaşmasının yapıldığı yer. Belli aralıklar ile Kuzey Kore ve Güney Koreliler evin sahibi oluyor. Fotoğrafları çektikten sonra sınır boyunca yapılan gezide Kuzey Kore nin çok büyük direğe yerleştirdikleri bayraklarını görebilirsiniz, dönüşte hediyelik eşya mağazasında Kore sınırını koruyan dikenli telleri anı olarak sattıklarını gördüm, dünyada buna sahip olan bilmem kaç kişiden biri olabilirsiniz sloganı iyi bir satış argumanı.
Koreliler için en önemli gezi ve balayı mekanı Jeju adası. Dünyanın cennet yerlerinden biri olduğu söyleniyor. Kore nin en güneyindeki ada ve Seul çok uzak olduğu için gitme şansım olmadı.
Son olarak Kore de konaklama genellikle pahalı, uygun fiyatlı çok fazla otel yok. Özellikle Gangnam çevresinde konaklamak merkeze yakın olmak için önemli. Otellerde düğün yapmak moda olduğu için geleneksel giysileri ile haftasonu koşturan Korelileri görebilirsiniz.